Cemal Süreya
Cezmi Ersöz
Cevat Çapan
Edip Cansever

Hasan Hüseyin Korkmazgil

Özdemir Asaf
Şükran Kurdakul

 

 

 

 

      İki karanlık orman birbirini sevse ne olur,sevmese

                              Anlaşmak diye bir şey yoktur aslında

Dillerin ve yüzlerin altında başıboş zamanlar dolaşır

Sokaklarda bir kıç,bir penis,bir çocuk-köpek gibi

Dolaştığım zamanlar

Varlığımı koruyabilmek için

Masaların altında ellerimi,ayaklarımı

Parçaladığım zamanlar  

Zamanlar haindir, zamanlar muhbir

İki karanlık orman birbiriyle anlaşsa  ne olur, anlaşmasa

Güvenmek diye bir şey yoktur aslında

Dillerin ve yüzlerin altında başıboş korkular dolaşır

Bense korkumu ölümümün altına sakladım hep

Korkumun kokusunu aldılar

Kaçtım kovaladılar

İki karanlık orman birbirine güvense ne olur,güvenmese

Sevmek diye bir şey yoktur aslında

Dillerin ve yüzlerin altında başıboş yalnızlıklar dolaşır

Uydurulmuş anılar,sahte öyküler,hiç

Kullanmadığım yerlerimi bıraktım onlara,

Yinede son kapıma dayandılar

Kapının ardı karanlık deniz

Denizde masum,tetikteki sızım,son inancım

Gördüler onu

Artık şimdi o karanlık denizde

“binlerce hiç kimseyim”

İki karanlık orman birbirini sevse ne olur,sevmese

 

               Kendini Saklama Çiçekleri

  biz aşk bahçemizi küçük tuttuk

                                                    seninle

içinde güvensizlik ağaçları

küstüm otları

kendini saklama çiçekleri

özlem kirli bir kan gibi yüreklerimizi

                                 boğmasın

yalnızlık karanlık bir orman gibi

                 çökmesin diye içimize

biz aşk bahçemizi küçük

                    tuttuk seninle

önümüzde dokunuşlardan uzak,

insafsız ve çok uzun bir kış var diye

koca bir yaz,kendini saklama

çiçeklerini,

            suladık durduk yalnızca

biz aşk bahçemizi küçük,

çok küçük tuttuk seninle...

                    

               Istırabım sende

Biliyorum,konuşacak bir şeyimiz yok

Ama yinede gözlerini al gel

Elindeki yarayı,suskunluğunu,acemiliğini

 

Beni birisi  severse inanmam

Seni biri severse utanırsın

Bilmediğin bir hastalığa acımak için bile olsa gel

 

Biliyorum,konuşacak bir şeyimiz yok

Ama ıstırabım sende,mutlaka al da gel

           

                  sen aslında çok eski bir şeye aşıksın

 künyeme kazıdım ölü doğmuş sevinçlerini,

ölürsem beni seninle ararlar şimdi

 

bak, incelirken zehirleniyorsun yavaş yavaş,

beni yanaşma ruhum boğuyor geceleri

 

ölürsem beni seninle ararlar şimdi

 

yüreğim paslı bir sarnıç

gözyaşlarının demi hala avuçlarımda

 

sesleniyorsun sevdaların kilitlendiği

manastırlardan,

yaşamak güçlü olmak değildir her zaman...

 

künyeme kazıdım ölü doğmuş sevinçlerini,

ölürsem beni seninle ararlar şimdi...

 

               Kalbini bir ıssızlığa emzirirsin

İncitir tenini

Kim olursa olsun sevişmek,

İncitir yüzleri olmayan bedenlerin

Kimsesiz hazları...

Çarmıha gerilmiş ruhlar

Döner boşluğun çarkında.

Bir elin burada,bu aşksız zamanlarda,

Bir elin yorgun kalbinde,

Döner bir gün döner diye beklersin,

Tenini incitmeden kalbinin kapısını açacak el,

Eldeki inceltilmiş büyü,sabır,yangın...

Beklersin,beklersin...

Beklerken

Kalbini bir ıssızlığa,umut dolu bir yokluğa emzirirsin...